Obsess
Duyuru !!!
Yukardaki Reklamın Web Sitemizle İlgisi Yoktur…
Özlü Söz
Bismillâh her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız. (Bediüzzaman Said Nursi)

...:::Risale-i Nur:::...

Mesnevisi Üzerine

Mesnevisi Üzerine

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
ve
Mesnevîsi Üzerine

M.Fettullah GÜLEN

Bedîüzzaman'ın Mesnevîsi'yle alâkali bir tanitma yazisi yazma firsatini elde ettigimden dolayi kendimi bahtiyar sayarim. Bedîüzzaman, üzerinde titizlikle durulup düsünülmesi, arastirilip insanliga tanitilmasi gerekli olan bir simadir. O, Islâm âleminin, inanç, moral ve vicdânî enginligini hem de en katiksiz ve müessir sekilde ortaya koyan çagin bir numarali insanidir. Ona, onun düsüncelerine, hissî mülâhazalarla yaklasmak, onu ve eserini anmak sayilmaz. Duygusallik, onun her zaman ugrunda yigitçe tavir ortaya koydugu ve gürül gürül anlattigi meselelerin ciddiyetiyle telif edilemez. O, bütün ömrünü, kitap ve Sünnet'in gölgesinde, tecrübe ve mantigin kanatlari altinda, derin bir ask ve heyecanla beraber, hep bir muhakeme insani olarak sürdürmüstür.

Bedîüzzaman'ın, yüksek mefkûresi, yasadigi çagi düsünüp söylemesi, sadeligi, insânî enginligi, vefâsi, dostlarina bagliligi, iffeti, tevâzuu, mahviyeti ve istignâsi üzerine simdiye kadar pek çok sey yazildi ve söylendi. Aslinda, her biri basli basina birer kitaba mevzu teskil edecek olan yukaridaki vasiflar, onun da kitaplarinda sikça üzerinde durdugu konulardir. Ayrica hâlâ aramizda, hayatta iken onun yakininda bulunma bahtiyarligina ermis ve onu, rûhî enginligi, fikrî zenginligi ile tanimis dünya kadar insan var ki, bunlar da canli birer kitap gibi bu konunun en sadik sahitleri.

Dis görünüs itibariyle sade ve basit görünen Bedîüzzaman, gerek düsünce hayatinda, gerek aksiyonunda herkeste bulunmayan engin bir karakter sergiledi. Onun, insanlik için en hayâtî meselelerde bütün insanligi kucaklayisi, küfür, zulüm ve dalâlete karsi tiksinti duyusu, her zaman istibdada karsi savas ilan etmesi, bu ugurda hayati istihkâr edercesine vefâsi ve civanmertligi, hatta ölümü gülerek karsilamasi, onun için normal davranislardi. O engin bir his insani olmanin yaninda, misyonuyla alâkali meselelerde, hep Kitap-Sünnet yörüngeli; muhâkeme ve mantik televvünlü yasamisti. O, davranislari itibariyle, masum bir ikili görünüm sergilerdi. Biri, engin bir vicdan eri, derin bir ask ve heyecan timsali ve olabildigince mert bir insan görünümü; digeri de fevkalâde dengeli, çagdaslarinin çok önünde ileri görüslü, büyük plân ve projeler üretebilen saglam bir kafa yapisina sahip mütefekkir görünümü. Bedîüzzaman ve onun davasina bu zaviyeden yaklasmak, onun, Islâm büyüklerinin bir devami olarak, içinde bulundugumuz çagda bizim ifade ettigimiz manâyi anlamamiz bakimindan çok önemlidir.

Bazi kimseler görmemezlikten gelseler de gerçek su ki; Bedîüzzaman çagdaslarinca, kendi kusaginin en ciddî düsünürü ve yazari kabul edilmis; kitlelere hem bir sözcü hem de önder olabilmis; ama katiyen kendini begenmemis, gösterise girmemis ve hep âlâyisten uzak kalmaya çalismistir. Söhret ayn-i riyâdir ve kalbi öldüren zehirli bir baldir... Sözü, onun bu konudaki altin beyânlarindan sadece bir tanesi. O, yirminci asirda Islâm dünyasinda, simdilerde dünyanin dört bir yaninda, her zaman listenin basinda birkaç yazardan biri olarak taninmis, her kesimce sevilerek okunmus ve zamanin eskitemedigi simâlardan biri olarak tarihe mâlolmustur.

Bedîüzzaman'ın hemen bütün eserleri, içinde dogmus oldugu çag zâviyesinden, yorumlanmaya açik bazi meseleleri yorumlama açisindan o ugurda harcanmis ciddî bir gayretin sonucudur. Onun eserlerinde önce Anadolu, sonra da bütün Islâm dünyasinin hem âh u efgâni, hem de ümit ve sevk u târâbini duyup dinlemek mümkündür. Gerçi o, dogunun ücrâ bir kasabasinda dogmustur ama, kendini hep bir Anadolulu olarak hissetmis ve bizim duygularimizi bir Istanbul efendisi gibi soluklamis ve her zaman topyekün bir ülkeyi engin bir sefkat ve dupduru bir samimiyetle kucaklamistir.

Bedîüzzaman, materyalist düsüncenin, fikir hayatini hâkimiyeti altina aldigi, komünizmin en çilgin dönemini yasadigi, dünyanin en bunalimli, en karanlik, en sikintili günlerden geçtigi çok talihsiz bir zaman diliminde, imân ve ümit tüten eserleriyle, sarsinti üstüne sarsinti yasayan insanimiza Hizir çesmesine giden yollari gösterdi ve gezdigi her yerde yiginlara hep 0 ba sü ba del-mevt üfledi. Onun, hepimizden ve herkesten evvel görüp sezdigi ve ele alip çözmeye çalistigi en büyük problem, küfür ve ilhad kaynakli anarsi problemiydi. O, bütün hayati boyunca, insanimiza, çagin bu hastaliginin mutlaka asilmasi lazim geldigini salikladi. Ve bu hususta insanüstü bir gayret sarfetti. Böylesine buhranlar içinde kivranan bir dünya ile karsilasan Bedîüzzaman, kendini bekleyen sorumluluklarin farkindaydi.. ve Kafdagı'ndan agir bir yükün altina girerken, fevkalâde mütevâzi, mahviyet içinde ve hacâletle iki büklümdü ama, Cenab-i Hakk'ın sonsuz kudret ve nâmütenâhî ginâsina karsi da olabildigince bir güveni vardi.

Bütün insanlarin, fen ve felsefe âlet edilerek ilhâda sürüklendigi, komünizmle beyinlerin yikandigi, bu menfî olusumlara diyenlerin memleket memleket sürgüne gönderildigi, ülkenin her kösesinde en utandirici tehcirlerin yasandigi ve daha garibi de bütün bunlarin medeniyet ve çagdaslasma hesabina yapildigi, hattâ nihilizmin, asrin en yaygin büyüsü hâline getirildigi o kapkara günlerde, Bedîüzzaman, hâzik bir hekim edâsiyla hepimizin, içlerimizdeki zindanlari, rûhlarimizdaki çesit çesit mahkûmiyetleri, kendi cinâyetlerimizi ve kendi kendimize esâretlerimizi hatirlatti, rûh dünyalarimizda ve vicdânî hayatlarimizda uyuyan insânî yanlarimizi harekete geçirerek, maâliyâta müstak gönüllerimize üst üste nefesler aldirdi, ötelerle alâkali derinliklerimizi gözler önüne serdi, tekye, zâviye, mektep ve medresenin bütün vâridâtini birden basimiza bosaltti.

Evet, Bedîüzzaman milletin fikrî seviyesizliklerle sürüm sürüm yasadigi ve içtimâî dertlerin birer buhran hâlini aldigi, ülkenin hemen her yaninda ürperten yüzlerce hâdise ile yüz yüze gelindigi, her tarafta Islâmî ve millî degerlerin enkaz enkaz üstüne yikilip gittigi ifritten bir dönemin, düsünen, çareler arayan, teshis ve tespitlerde bulunan sonra da bu rahatsizliklara reçeteler sunan bir hekimi; olmustu. O, upuzun ve karanlik yillarin hazirlayip sahneye sürdügü dünya kadar felâket altinda didinip duran talihsiz nesillerin, imânsizlik, dalâlet ve süphe vadilerinde bocaladiginin, kurtulmak istedikçe daha derin buhranlara gömüldügünü gören, hisseden, görüp hissettiklerini vicdaninin derinliklerinde duyan bir insan olarak, ilk günden itibaren hep müteheyyiç yasadi.. sürekli düsündü.. devlet ve topluma alternatif tedaviler teklif etti.. ve bu sanli fakat talihsiz millete, muhtesem fakat bahtsiz ülkeye eski enginlik ve zenginligini duyurmaya çalisti.

 
 

saidnursi09.jpg

saidnursi08.jpg

saidnursi03.jpg

said10s_1_.gif

ustad_ve_sozler.jpg

anarisale2.jpg

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol